Okuma : 9102
Yazan : Sedat BEYAZ
Tarih : 22.11.2011 05:21:48
Kategori : Manşet
Emekli Tuğg. Nejat Eslen, “bedelli askerlik” ve “vicdani ret” uygulamalarının gündeme getirilmesinin, TSK’yı yeniden yapılandırma planının adımı olduğunu söyledi.
TSK küçültülüp GOP’un jandarması haline getirilecek
Emekli Tuğgeneral Eslen, “ABD ile Batı’nın dayatması sonucu yeniden dizayn edilecek olan Türk ordusunun, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevi devre dışı bırakılacak” dedi.
Haber : Salim Yavaşoğlu
Meclis’te sağladığı çoğunlukla “Yasama” erkini arkasına alarak yaptığı anayasa, yasa, yönetmelik ve genelge değişiklikleriyle istediği ortamı hazırlayan AKP iktidarı, şimdi de hedefine Türk Silahlı Kuvvetleri’ni (TSK) koydu.
“Yürütmeyi” istediği gibi dizayn eden AKP, 12 Eylül 2010’daki Anayasa değişikliğine yönelik referandum sonrasında yaptığı düzenlemelerle “Yargı” erkine de el attı. “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu”, “Yargıtay” ve “Danıştay” gibi yargı organlarının yapısını değiştirdi, “Yargı”yı tartışılır hale getirdi. Demokrasinin olmazsa olmazı “Kuvvetler ayrılığı” ilkesi, yerini diktatörlüklerde görülen “kuvvetler birliği”ne bıraktı. Bu noktada AKP yönetimi artık, Kanun Hükmünde Karanamelerle (KHK) çoğunluğunu elinde bulundurduğu TBMM’yi de devreden çıkardı. Yeni anayasada 12 Eylül referandumu ile değiştirilen 26 madde dışında kırmızı çizgileri olmadığını ve ilk 3 maddeyi bile değiştireceğini açıklayan Başbakan Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerini ise “kırmızı çizgilerini” terketmeye çağırdı. “Masadan kalkan tokadı yer” tehtidiyle de “yepyeni anayasa” adı altında “Türk” ve “Atatürk” gibi kavramların anayasadan çıkartılıp, PKK ile Oslo’da yapılan müzakerelerde anlaşmaya varılan hükümleri düzenlemek amacıyla CHP ile MHP’yi masaya oturttu.
Orduyu şaibeli ilan ettiler
İktidara geldiği günden bu yana içinde, Türkiye, Irak, Suriye ve İran’dan kopartılacak topraklarda bir “Kürdistan devleti” kurulmasının da yer aldığı Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (GOP) doğrultusunda çalışan AKP, bu arada bir süredir üzerinde “asimetrik psikolojik harekat” yapıldığı iddia olunan Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef tahtasına oturttu. AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, geçtiğimiz günlerde Radikal Gazetesi’ne verdiği demeçte 15 maddelik askeri reform planı olduğunu açıkladı. Çelik, TSK’ya ileri demokrasi standartlarında yapılacak düzenlemelerle asker-sivil ilişkilerinin geri kalmış ülkelerdeki gibi olmaktan çıkartılacağını belirterek, “Bunlar yapılırsa ordu şaibe dışına çıkar” dedi.
NATO’nun jandarması
Emekli Tuğgeneral Nejat Eslen, “bedelli askerlik” ve “vicdani ret” uygulamalarının aniden gündeme getirilmesinin, ABD ve Avrupa Birliği’nin (AB) istekleri doğrultusunda TSK’yı “yeniden yapılandırma” planının bir adımı olduğunu söyledi. Asker sayısının azaltılmasına yönelik bu adımların arkasından bazı orduların kaldırılarak, TSK’nın küçültüleceğine dikkat çeken Eslen, Genelkurmay Başkanlığı’nın da Milli Savunma Bakanı’na bağlanarak siyasi otoritenin tam denetimine alınmak istendiğini öne sürdü. Eslen, TSK’nın, GOP coğrafyasında ABD ile Batı’nın talepleri doğrultusunda NATO kapsamında uluslararası görevlere süratle intikal ederek, müdahale edebilecek bir bölge jandarmasına dönüştürülmek istendiğini iddia etti.
Yeni Türkiye Cumhuriyeti
Eslen, Türk Ordusu’nun AKP iktdarı döneminde değişen ve değiştirilmeye devam edilen “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” çerçevesi kapsamında yeniden yapılandırılmak istendiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Günümüzde sık sık değişen Türkiye’den söz ediliyor, yeni Türkiye’den bahsediliyor. Bu yeni Türkiye’ye uyum sağlaması için de Silahlı Kuvvetlerimizin yeniden yapılandırılması sözkonusu. TSK’nın yeniden yapılandırılmasında tabii sadece AKP yönetiminin arzuları değil Batılı güçlerin ve AB’nin etkisi var. AB’nin raporlarında da bu talepler zaman zaman yer alıyor. ABD’de doğrudan söyleyemediği şeyleri AB raporlarında söyletiyor. Nasıl bir ordu arzu ediliyor. Bir defa ordu küçültülecek. General, subay sayısı azaltılacak. Zaman içerisinde profesyonel orduya geçilecek. Genelkurmay Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanacak. TSK, küçük ve daha çevik bir ordu haline getirilecek. Bütün bunlar yapılırken de TSK’nın ’Cumhuriyeti koruma, kollama görevi devre dışı bırakılacak. Bu noktada dış tehdide yönelmiş bir TSK arzu ediliyor. Tabii bunu söyleyenler de büyük bir çelişki içerisine düşüyor. TSK’nın hatta Türkiye’nin bugün için en önemli güvenlik sorunu PKK terörüdür. Bu da bir iç tehdit. TSK, hem yurt içinde hem de zaman zaman Irak’ın Kuzeyi’nde PKK ile mücadele ediyor. Sadece dış tehdide yönelmiş bir Silahlı Kuvvetler’den söz etmek bugünkü şartlarda hem rasyonel değil hem de mümkün değil. Çünkü, TSK olmadan PKK ile mücadeleyi bir bütün halinde yürütemezsiniz.”
GOP’ta aktif görev
Planlanan yeni TSK’nın, PKK ile mücadele etmeyen bir Türkiye’yi akla getirdiğine dikkat çeken Emekli Tuğgeneral Eslen, şöyle devam etti: “Tabii şimdi TSK’yı yeniden yapılandırırken Batı’nın çıkarlarına uygun bu Genişletilmiş Ortadoğu Projesi coğrafyasında daha aktif görev yapabilecek bir yapıya kavuşturulması arzu ediliyor bence. Zaten TSK bugün birçok uluslararası göreve katılıyor. Afganistan’da, Balkanlar’da TSK mensupları var. Deniz Kuvvetleri, Somali açıklarında görev yapıyor. Aslında TSK’nın belli bir bölgede kullanılması için kriter nedir onu bilmek lazım. Burada Türkiye’nin ciddi çıkarları var mı? Yani TSK’nın uluslararası ortamda fiilen görev yaptığı yerlerle ilgili Türkiye’nin hayati çıkarları var mı? Bunu düşünmek lazım. Bir de TSK’nın üzerinde NATO’nun etkisini düşünmek lazım. NATO bugün ABD’nin güvenlik stratejisi paralelinde hareket ediyor. Bu doğrultuda hem stratejisini değiştirdi hem de yöntemini değiştirdi.”
Yayılmacı bir ittifak
Eslen, soğuk savaşın bitmesinin ardından NATO konseptinin yeniden belirlendiğini kaydederek, şöyle dedi: “Artık NATO, bir savunma ittifakı değil. NATO, artık yayılmacı bir ittifak. Afganistan’da görev yapıyor. Libya’ya müdahale etti. Burada hem Batı’nın hem de ABD’nin çıkarları söz konusu. Bütün bunları düşündüğümüzde TSK, GOP coğrafyasında görev yapacak daha küçük bir yapıya kavuşturulmak isteniyor. Zaten, Ümraniye ve Balyoz davalarıyla TSK’nın Türk siyaseti üzerinde ağırlığı bütünüyle kırıldı. Bu süreci bir bütün olarak düşünmemiz lazım. Meseleye böyle baktığımızda bundan sonra sıra TSK’nın yeniden yapılandırılmasına gelmiştir. Bunun adı da ‘demokratikleşme’ ve ‘TSK’nın demokratikleşmesi’ olarak tanımlanabilecek. Siyasi otoritenin tam denetiminde ve ABD ile Batı’nın talepleriyle NATO kapsamında uluslararası görevlere süratle intikal ederek, müdahale edebilecek bir yapıda TSK arzu ediliyor.”
Askerlik pazara çıkarılmasın
Bedelli askerlitk ve vicdani ret konularına da değinen Eslen Paşa, bundan önceki Genelkurmay başkanlarının bedelli askerliğe sıcak bakmadığını belirterek, “Yeni Genelkurmay Başkanı ile siyasi otorite arasında bu konuda bir uzlaşma var gibi görünüyor. Biliyoruz ki bu bedelli askerlik çıkacak. O zaman en azından yaşı yüksek tutmak lazım. Gerçekten ailevi nedenleriyle, mesleği, yaşı, sağlık durumu nedeniyle askerlik yapma sakıncaları olanlara yani ileri yaşlara hak tanınmalı. Genç yaşlara indirilmemeli. Siyasetçiler bu bedelli askerliği hazineye bir para kazandırma yöntemi olarak da görmemeliler. Bu uygulama da son uygulama olmalı” dedi. Bu gibi problemlerin Avrupa’da olmadığına dikkat çeken Eslen şöyle konuştu: “Hem bedelli askerlik problemi yok hem de vicdani ret problemi yok. Onların tuzu kuru. Niye onların tuzu kuru? Soğuk savaş bittikten sonra Avrupa’ya yöneltilmiş bir tehdit kalmadı. Onlar hem savunma harcamalarını azalttılar hem de mecburi askerliği kaldırdılar. Mecburi askerliği kaldırıp da profesyonel ordulara geçildiğinde bu iki problem de zaten doğrudan doğruya yok olmuş oluyor. Bu problem mecburi askerlik sistemi olan ülkeler için geçerli. Dolayısıyla biz Avrupa’yı, oradaki ülkeleri bütünüyle örnek alamayız. Türkiye, onların aksine alev alev yanan Orta Doğu coğrafyasında bulunuyor. Zorlukları olan bir süreçten de geçiyoruz. Onun için Silahlı Kuvvetler’in sistemiyle de fazla oynamamak gerekiyor. Çünkü, Silahlı Kuvvetler’in yapısında zaaflara yol açılır. Bölgemizdeki jeopolitik gelişmeleri iyi değerlendiremezsek içinden geçtiğimiz böylesi süreçlerde bunun bedeli de Türkiye için çok ağır olur.”
Eşitlik ilkesine aykırı
Nejat Eslen, şöyle devam etti: “Anayasamıza göre eşitlik esastır. Anayasamızın 10. maddesinde ’Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir’ düzenlemesi vardır. Devlete, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamak yükümlülüğü verilmiştir. Ayrıca, ’Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idari makamlar, bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar’ denilmektedir. Zenginle fakir anayasanın önünde eşittir. Zenginlerin bedelli askerlik yapması, bunun karşısında da zengin olmayanların askerlik yapması anasayanın eşitlik ilkesine aykırıdır. Bireyler anayasa önünde eşittir. Başbakan, daha önce ’Ben bu konunun sorumluluğunu taşıyamam. Gerekirse referanduma götürürüm’ derken birden bire siyaset ağız değiştirdi ve bedelli gündeme geldi. Van depreminin de arkasından gündeme getirildi bu.
Kaynak problemi yaratıyor
Tabii siyasetin bu şekilde davranışı daha önce de zaman zaman bedelli askerliğin bir şekilde uygulanmış olması TSK’da personel açısından kaynak problemi yaratıyor. Hem de anayasanın eşitlik prensibini bozuyor. TSK, yapılan tehdit değerlendirmelerine göre belli sayılarda askeri birliği hazır bulundurmak zorunda. Şimdi, bedelli askerlik çıkınca yüz binlerden, üç yüz binlerden bahsediliyor. Dolayısıyla personel temininde birtakım zorluklar olabilecektir. En önemlisi de anayasanın eşitlik ilkesi bozulacak. Askerliğini yapmayanlar asker kaçağıdır. Siyasetin bu şekilde davranıyor olması, bundan sonraki asker kaçaklarına da teşvik anlamına gelmektedir. Yine ’bedelli askerlikle ilgili bir uygulama çıkar’ diye bazı gençler askere gitmek istemeyecektir. Zaten bu bedelli askerlik sorunu daha çok şehirlerde yaşayan gençlerle ilgili. Biliyoruz ki Anadolu’da askerliğini yapmamış delikanlıya kız bile vermezler. Askere giderken de düğün yapar gibi davul zurna ile uğurlarlar. Bu da bir gelenektir, Türk halkının bir geleneğidir. Eşitliği bozduğunuz zaman geleneği de kırmış olursunuz. TSKnın gelenekleri ile de fazla oynamamak gerekmektedir.”
Retçilere silahsız askerlik
Nejat Eslen, vicdani ret konusunda ise bir mecburiyet olduğunu kaydederek şunları söyledi: “Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi. Avrupa Konseyi üyesi olunca da bu konseyin prensiplerine ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymak zorundasınız. Onlar da son zamanlarda bu vicdani ret konusunu aşağı yukarı bütün ülkeler de kabul etti. Bu vicdani ret meselesini uygulamayan iki ülke var. Biri Azerbaycan biri de Türkiye. Eğer bu yasa çıkacak olursa vicdani retçiler Silahlı Kuvvetler’de silahsız olarak görev yapmalıdır. Hizmet süresi de normal askerlik süresinin iki misli olmalıdır. Bir başka ifadeyle, verilecek olan bu hak, asker kaçağına bir teşvik durumu yaratmamalıdır.
Eyleme dönüşebilir
Meselenin bir tarafı böyle. Ama meselenin ikinci tarafına baktığımızda Türkiye’de bu terör sorunu bir etnik sorun haline geliyor. Bu vicdani retçilerin sayısı aslında fazla değil. Ama terör sorunu bir etnik sorun haline geldikçe Türkiye’nin hassasiyetlerini dikkate almak gerekiyor. Birden bire bu vicdani retçilerin sayısında patlama olabilir. Daha doğrusu, ayrılıkçı Kürtler ile onlara sempati duyanlar askerlik hizmeti yapmamak için vicdani retçilere verilen hakları kullanmak isteyebilirler. Bu da Türkiye için önemli bir problem olarak ortaya çıkabilir. Ret konusunda yasa çıktığı takdirde PKK’ya, KCK’ya, BDP’ye sempati duyan Kürt gençleri kitlesel halde bu hakkı kullanmak isteyebilir. Bu durumda vicdani ret hakkı bireysel bir hak olmaktan çıkıp, bir eyleme dönüşebilir. Retçilerin bireysel bir hak peşinde mi olduğunu yoksa bir siyasi amacın maşası olarak mı hareket ettiklerini de düşünmek gerekir.”
Genelkurmay: TSK bünyesinde 720 bin personel var
Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde görev yapan personel sayısını açıkladı. Verilen bilgiye göre, TSK’da personel dağılımı şöyle:
Statü Mevcut
General/Amiral: 365
Subay: 39.975
Astsubay: 95.824
Uzman Jandarma: 24.700
Uzman Erbaş: 40.515
Sözleşmeli Erbaş/Er -
Uzman Personel Toplamı: 201.379
Yedek Subay: 6.829
Erbaş/Er: 458.368
Yükümlü Personel
Toplamı: 465.197
Askeri Personel
Toplamı: 666.576
Sivil Memur/İşçi:
53.424
Genel
Toplam:
720.000